X

Google Translate

  • Türkçe
  • English
  • العربية
  • Pусский
  • Spanish
  • France
  • Germany


Kısırlık - İnfertilite - Neden Çocuğumuz Olmuyor?

Kısırlık - İnfertilite - Neden Çocuğumuz Olmuyor?

 

İnfertiliteya da yaygın deyişle kısırlık daha önce hiç gebelik oluşmaması ya da önce gebelik oluşmasına rağmen sonradan bir başka gebeliğin oluşmaması şeklinde ortaya çıkabilir. Tüm kadınların yaklaşık %25'i yaşamlarının herhangi bir döneminde infertilite ile karşılaşacaklardır.

Kadınların doğurganlık açısından en verimli oldukları yaş 25 yaş civarıdır ve özellikle 35 yaşından itibaren bu doğurganlıkta belirgin bir azalma gözlenir. Bir çiftin 3 aylık bir dönemde gebeliğe ulaşma şansı ortalama olarak %57, 6 aylık sürede bu oran %72, 1 yıl sonunda %85, 2 yıl sonunda ise %93'dür. Bir başka deyişle, özellikle genç çiftlerde çok da aceleci olmamak gerekir.

Yaşları 25'den genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için 2 yıl kadar beklenebilir. Yaşları 30'dan fazla olan çiftlerde ise kısırlık tetkiklerine başlamak için duruma göre 6 ile 12 aylık bir sürede gebelik oluşmaması yeterli kabul edilebilir.

Öte yandan kısırlık tedavisinde bir tedavi protokolünü en az 6 ay sürdürmek gerekir. Ayrıca çiftlerin her şeyden önce bilmeleri gereken şey bu tedavi sürecinin sabır gerektirdiğidir.

Erkekte yaşın fertiliteye (üretkenliğe) olan etkisi tartışmalıdır. Erkek üretkenliği 35 yaş dolayında en yüksek değerlere ulaşmakta ve 45 yaşından sonra belirgin bir düşüş göstermekle birlikte 80'li yaşlarda bile baba olabilen erkekler bilinmektedir ve bu konu kadın yaşı kadar önem taşımamaktadır.

Erkeğe bağlı sebepler % 25-40, kadına bağlı olan % 40-55, her ikisine de bağlı % 10-15, açıklanamayan sebepler ise % 10-15 oranındadır. Bir başka deyişle infertiliteden hemen hemen çiftlerin her ikisi de aynı derecede sorumludur.

Çift ile yapılacak detaylı bir görüşme ve muayene ile bazı sebeplerin daha baştan ortaya konması mümkündür. Bu görüşmenin ardından temel tetkiklere geçilir:

Öncelikle kolay bir tetkik olan erkeğin değerlendirilmesi amacıyla sperm tahlili spermiogram yapılır. Yaklaşık 2-5 günlük bir cinsel perhizden sonra erkek mastürbasyon ile sperm örneği verir ve laboratuvarda bunun Dünya Sağlık Örgütü kriterlerinde değerlendirilmesi yapılır. Spermlerin sayısı, hareketliliği, canlılık oranı ve şekilleri incelenir. İltahap hücreleri olup olmadığı, tıbbi tedavi ile yapılabilecek birşey olup olmadığı araştırılır.

Normal kabul edilebilecek bir sperm tahlilinde Dünya Sağlık Örgütü'nün kriterlerine göre mililitrede 20 milyon sperm olması, bunların en az yarısının hareketli (canlı) olması veya ileri doğru hareket eden sperm oranının tüm spermlerin en az % 25'i olması ve normal şekilli spermlerin de boyanarak detaylı değerlendirme (Kruger Kriterleri) ile en az % 14 ve üzerinde olması gereklidir.

Unutulmamalıdır ki anormal çıkan tek bir spermiyogram ile erkek kısırlığı tanısı koymak uygun değildir.

Erkeklerin sperm sonuçları dalgalanmalar gösterdiğinden dolayı anormallik durumunda tetkikin 4-6 hafta ara ile en az 2 kez tekrarlanması gerekir.

 

İnfertiliteya da yaygın deyişle kısırlık daha önce hiç gebelik oluşmaması ya da önce gebelik oluşmasına rağmen sonradan bir başka gebeliğin oluşmaması şeklinde ortaya çıkabilir. Tüm kadınların yaklaşık %25'i yaşamlarının herhangi bir döneminde infertilite ile karşılaşacaklardır.

Kadınların doğurganlık açısından en verimli oldukları yaş 25 yaş civarıdır ve özellikle 35 yaşından itibaren bu doğurganlıkta belirgin bir azalma gözlenir. Bir çiftin 3 aylık bir dönemde gebeliğe ulaşma şansı ortalama olarak %57, 6 aylık sürede bu oran %72, 1 yıl sonunda %85, 2 yıl sonunda ise %93'dür. Bir başka deyişle, özellikle genç çiftlerde çok da aceleci olmamak gerekir.

Yaşları 25'den genç olan çiftlerde infertilite tetkiklerine başlamak için 2 yıl kadar beklenebilir. Yaşları 30'dan fazla olan çiftlerde ise kısırlık tetkiklerine başlamak için duruma göre 6 ile 12 aylık bir sürede gebelik oluşmaması yeterli kabul edilebilir.

Öte yandan kısırlık tedavisinde bir tedavi protokolünü en az 6 ay sürdürmek gerekir. Ayrıca çiftlerin her şeyden önce bilmeleri gereken şey bu tedavi sürecinin sabır gerektirdiğidir.

Erkekte yaşın fertiliteye (üretkenliğe) olan etkisi tartışmalıdır. Erkek üretkenliği 35 yaş dolayında en yüksek değerlere ulaşmakta ve 45 yaşından sonra belirgin bir düşüş göstermekle birlikte 80'li yaşlarda bile baba olabilen erkekler bilinmektedir ve bu konu kadın yaşı kadar önem taşımamaktadır.

Erkeğe bağlı sebepler % 25-40, kadına bağlı olan % 40-55, her ikisine de bağlı % 10-15, açıklanamayan sebepler ise % 10-15 oranındadır. Bir başka deyişle infertiliteden hemen hemen çiftlerin her ikisi de aynı derecede sorumludur.

Çift ile yapılacak detaylı bir görüşme ve muayene ile bazı sebeplerin daha baştan ortaya konması mümkündür. Bu görüşmenin ardından temel tetkiklere geçilir:

Öncelikle kolay bir tetkik olan erkeğin değerlendirilmesi amacıyla sperm tahlili spermiogram yapılır. Yaklaşık 2-5 günlük bir cinsel perhizden sonra erkek mastürbasyon ile sperm örneği verir ve laboratuvarda bunun Dünya Sağlık Örgütü kriterlerinde değerlendirilmesi yapılır. Spermlerin sayısı, hareketliliği, canlılık oranı ve şekilleri incelenir. İltahap hücreleri olup olmadığı, tıbbi tedavi ile yapılabilecek birşey olup olmadığı araştırılır.

Normal kabul edilebilecek bir sperm tahlilinde Dünya Sağlık Örgütü'nün kriterlerine göre mililitrede 20 milyon sperm olması, bunların en az yarısının hareketli (canlı) olması veya ileri doğru hareket eden sperm oranının tüm spermlerin en az % 25'i olması ve normal şekilli spermlerin de boyanarak detaylı değerlendirme (Kruger Kriterleri) ile en az % 14 ve üzerinde olması gereklidir.

Unutulmamalıdır ki anormal çıkan tek bir spermiyogram ile erkek kısırlığı tanısı koymak uygun değildir.

Erkeklerin sperm sonuçları dalgalanmalar gösterdiğinden dolayı anormallik durumunda tetkikin 4-6 hafta ara ile en az 2 kez tekrarlanması gerekir.